Üreten Güçlü Türkiye, Üreten Güçlü Kadınlar

Dünyanın en büyük mobilya mağazaları zincirinin sahibi olan İsveçli milyarder Ingvar Kamprad 48 milyar dolarlık servetiyle gıpta edilmesi ve başarılarından ders çıkartılması gereken bir rol model olarak karşımızda duruyor. 1926 yılında İsveç’in güneyindeki Smaland kentinde dünyaya gelen Ingvar Kamprad 5 yaşına geldiğinde kibrit satarak ticari hayatına küçük adımlar atıyor. 10 yaşında ise komşularına yılbaşı hediyeleri, kalemler, boncuk işlemeleri, dekorasyon süsleri gibi eşyalar satmaya başlıyor. Ergenlik dönemlerinde Alman babaannesinin etkisiyle Nazi Gençlik Hareketleri’ne katılıyor. Ancak bu durumu sonraları hayatının en büyük pişmanlığı olarak değerlendiriyor ve çalışanlarına bu hatasından dolayı özür mektubu yazıyor.

Ingvar Kamprad çocukluk döneminde öğrenme bozukluğu sorunuyla uğraşıyordu. Diskleksi bozukluğu olan Ingvar Kamprad bu hastalığına rağmen okulunu başarılı bir şekilde tamamlıyor. Bu başarısından dolayı da babası bir miktar para veriyor. Babasının verdiği bu parayla 1943 yılında IKEA kuruluyor. Kuruluşunun ardından ilk beş yıl boyunca üretim yapamayan IKEA sadece ufak tefek eşyalar satıyordu.

Oldukça titiz, şeffaf ve huysuz bir girişimci olan Ingvar Kamprad, bu özellikleri sayesinde faaliyet gösterdiği sektöre o zamana kadar uygulanmamış yenilikler getirdi. 1956 yılında IKEA ile özdeşleşen parça mobilya satışı sistemine geçildi. Parça mobilya satışı hem maliyetleri düşürüyor hem de mobilya satışında adeta bir devrim yaratıyordu. Bu yenilikten sonra artık insanlar mobilya almıyor mobilya haline dönüştürülecek parçalar alıyordu. Bu satış tekniği sayesinde müşteriler etkin hale getiriliyor ve tüm nakliyeden kuruluma kadar her şey müşteriye yaptırılıyor. Bu yaratıcı fikir onu dünyadaki en önemli girişimcilerden ve şirketlerden biri haline getiriyor.

Bir başarı hikayesi ile karşılaştığımızda çeşitli düşünceler zihnimizde belirir. Burada önemli olan bakış açımıza odaklanmaktır. Kendi başarı hikayelerimizi daha başlamadan zihnimizde bazen son vermektir bazen de devam etmektir başımıza gelen. Başaran insanların diğerlerden tek farkı inançlarıdır. Oysa ki, iyi bir iş planı, kuvvetli bir proje, inanç ve kararlılık. Başarmak ne basit bir eylemdir, ne de zorluklar ile ulaşılmaz olan bir eylem. Bilginin teknolojinin ve emeğin çok çalışmanın bir sonucudur o kadar .

1. En iyi şartları beklemeyin

2. Başkalarının yörüngelerinden sıyrılın

3. Asla pes etmeyin

Burpol Polimer’in hikayesi de, bu ana hedefler dahilinde başladı. Rotasını kendim çizeceğim bir yol açmaktı hedefim. 15 yıl boyunca yüksek performanslı mühendislik plastikleri hammaddesi sektöründe çalıştım. 2014 yılında profesyonel iş hayatıma son verip kendi işimi yapmaya karar verdim. Bu kararı verirken arkasına dayandırdığım önemli bir projem de vardı. Bu proje benim ışığım, yol arkadaşım ve inancımdır. Plastik atıkları toplayıp ayrıştıracak sonrasında da 15 yıl boyunca edindiğim teknik ve ticari bilgiler ışığında, bu atıkları yeniden ağır sanayiye, özellikle hedef seçtiğim otomotiv sektörüne kazandırabilmekti hedefim.

Plastik atıkları toplayıp ayrıştırma yapan bir çok firma vardı. Benim projem ise edindiğim teknik bilgiler ışığında toplanılan, temizlenen ve ayrıştırılan plastik atıkların oluşturulacak bir endüstriyel reçete (karışım) ile performansının artırılarak ağır sanayiye girdi hammadde olarak kazandırabilmekti .

Ben bu ülkenin plastik atıklarını toplayarak, onların özelliklerini ve performanslarını geliştirerek bu ülkenin ağır sanayisine tekrar kazandırabilirdim. Bu amaç ve hedef ile yola çıktım. Hem de bu öyle bir proje idi ki, ülkemizde orijinal plastik hammaddelerin önemli bir kısmı ithal edilir. Benim % 100 geri dönüşümden üreteceğim plastik hammaddeler ithal malzemeye ikame olarak Türk sanayisine hizmet edecekti ve ülke ekonomisine önemli faydalar sağlayacaktı. Özetle faaliyet alanımız , geri dönüşümlü ürünlerden yüksek performanslı plastik hammadde üretimi yaparak ağır sanayiye hammadde olarak kazandırmaktır.

İnanmak , çok çalışmak , teknik olarak yeterli bilgi ve deneyime sahip olmak, kaynakları belirlemek ve seçecek yetkinlikte olmak fizibilitede en başta yer aldı .

Yaklaşık 80 bin TL değerindeki bir extruder makinası , bir küçük kırma makinası ve laboratuvarımıza aldığımız ilk test cihazı, 5 işçi bir küçük tüp bir çaydanlık ve 6 tane çay bardağı ile başladı bizim hikayemiz. Deneme üretimlerini bitirdikten sonra sıra müşterimize ürünlerimizi anlatmak, fiyat, performans kalitemizi izah etmek kalmıştı. Nihai müşterimiz otomotiv firmalarının dev üreticileri idi . Biz projemizi anlattık . En az bizim kadar etkilendiler ve destek verdiler. “Kaliteyi yakalayın arkanızdayız” dedi müşterimiz. Bugün şirketimizin en önemli misyonlarından biri olan “Müşterimiz bizim iş ortağımızdır” anlayışı daha o günlerden gelir.

Deneme üretimleri numune sonuçları tamamlandıktan sonra, sektörün büyük otomotiv firmalarından destek görmeye başlamıştık . 2015 yılında yıllık 1.500 ton ile başlayan üretim hacmimiz 2019 yılında 12.000 ton seviyesine kadar yükselmiştir. Kazandığı her lirayı , işletmemize yatırım yaparak değerlendirdik. 2016 yılında ar-ge birimizi kurduk. 2016 yılı ISO 9001 BVQI kalite yetkinlik belgemizi aldık. Tüm ürünlerimiz için güvenlik sertifikalarını MSDS belgelerini hazır hale getirdik . Yine aynı yıl laboratuvar yatırımlarımızı kuvvetlendirdik. 2017 yılında 2. ve 2018 yılında 3 . makinamızı alarak üretim hacmimizi yıllık 12 bin ton seviyesine taşıdık. 2019 yılı başında fabrika yatırımı yaptık, kendi üretim alanımızı satın aldık . 1000 m2 alandan üretimimizi 6000 m2 kapalı alana taşıdık.

Bu gün itibari ile Burpol yükselen trendi ile Türkiye’deki önemli araba üreticileri olan OEM ve bu OEM’lerin yan sanayilerine hizmet veren önemli bir plastik hammadde üreticisidir . Burpol Polimer çalışan ekip arkadaşlarına, müşterilerine ve tedarikçilerine karşı sorumluluğunu en önemli hedef sayarak çalışır. Bu ülkenin plastik atıklarını, yüksek çevre bilinci ile ağır sanayiye kazandıran önemli bir tedarikçi haline gelmiştir.

Gelecekte en büyük hedefimiz kendi imkanlarımız ile yarattığımız Burpol Polimer’i yine kendi yarattığı markası olan Burpolen markası adı altında tüm dünyaya tanıtmak ve bu ülkenin plastik atıklarını daha performanslı hale getirerek ihracat yapmak ve yurtdışına da satmaktır.

Bizim çıkış sloganımız “İleri görüş, geri kazanım”dır. Bir hayalden, bir fikirden, bir projeden çıktığımız bu yolda bu gün 50 kişilik bir ekip ile beraber aynı hedefte ilerlemenin büyük mutluluğu içindeyiz .

Her öykü kendi içinde mücadelesini ve emeğini saklı tutar. Biraz hayal, biraz tutku, biraz hırs vadır içinde. Siz bu detayları fark ettiğiniz anda, kendi öykünüz ile ilgili kararınızı verirsiniz. Başlamak ilk adım ama en önemli adımdır. Devam edebilmenin ilk kuralıdır çünkü. Başladıktan sonra projenin derinliğine göre yol alarak ilerleyebilirsiniz, elbette dizleriniz kanayacak. Bin kere düşeceksiniz, krizler ve zorlukları aşarak daha çok. İnanarak büyüyecek sizin de hikayeniz. Kalıcı başarıya ve katlanarak büyüyen bir başarıya ulaşıp, ilham veren bir başarı öyküsünün kahramanı olabilirsiniz. Girişimcilik; bilgi ile becerinin, teori ile pratiğin, para ile yeteneğin, çabukluk ile sabrın iç içe geçtiği bir hayat potasıdır aslında .

Gelecekte kaynaklarımızı artırarak, ekibimize, işletmemize, müşterimize yatırım yapmaya devam edeceğiz . Bir Türk kadını olarak ithal ürüne ikame, yüzde yüz bu ülkenin plastik atıklarından üretilen ürünleri ağır sanayiye kazandırabilmekten, üretim yaparak katma değer sağlıyor olmaktan olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum. Bence bu ülkeyi sevmeyi ifade etmenin en güzel yolu da bu idi. Gelecek bugünden onun için hazırlananlara aittir. Üreten güçlü Türkiye için elzem olan da üreten güçlü girişimciler ve iş insanlarının inançla yollarına devam etmesidir.

Üreten güçlü Türkiye için, üreten nice güçlü kadın girişimcilerin var olması dileği ile ...