İş dünyasında kadınların gücü artıyor
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınların temel rolünü anne, eş ve ev kadını olarak çizen genel görüş, kadının işgücüne katılımı ile birlikte değişim göstermeye başlamıştır. Fakat çocuk büyütme ve aile sorumlulukları, kadının istihdamını ve işte yükselmesini engelleyebilmektedir. Evlilik ve çocuk sahibi olma, kadınların çalışma yaşamında belirleyici rol oynamaktadır. Kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukların bir diğeri de kendilerini ispat edebilmek için erkeklere göre daha fazla çalışmak ve özveride bulunmak zorunda olmalarıdır. Halbuki kadınların güçlü önsezileri, sorumluluk duyguları, birçok işi bir arada yapabilmeleri, kolay iletişim kurabilmeleri ve sabırları iş yaşamında büyük avantaj olarak yer aldığını düşünüyorum.
Günün sonunda baktığınızda ben, hayatımı bir anne, bir eş ve bir yönetici olarak farklı unvanlara sahip olduğumu düşününce öyle bir durumda ev ve iş yeri arasında yoğun bir tempo başlıyor. Kadının iş hayatının yanı sıra evi, eşi ve çocukları ile de ilgilenmesi beklendiği için bu zorluklarla baş etmek durumunda kalıyor.
Sürdürülebilir bir büyüme ve kalkınma için nüfusun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların işgücüne katılımında artış sağlanması gerekmektedir. Günümüzde birçok ülke ve uluslararası kuruluş, kadınların işgücüne daha fazla oranda dâhil edilebilmesi amacı ile çalışmalar yapmaktadırlar.
Sağlık hizmeti sunumunun % 60’ı emek gücü ile yapılmaktadır ve kadın çalışan oranımız % 70’dir. Dolayısıyla ülke genelindeki sağlık kuruluşlarına baktığımızda, kadın istihdamının en yoğun olduğu sektörlerin başında gelmektedir diyebiliriz. Farklı fikir, bakış açısı ve tarzların bir araya gelmesi şirketlerde performans artışına yol açar ve kadın çalışanlar kurumları bu yönden de farklı bir yere taşımaktadır. Cumhuriyetimizin 100. yılında, kadın istihdamında gelinen nokta, ulaştığımız başarı azımsanamaz ancak daha gitmemiz gereken uzunca bir yolumuz var.
Türkiye’deki kadın CEO oranı yüzde 2, şirket yönetim kurullarındaki kadın oranı yüzde 9. Kadın istihdamının ve şirketlerin yönetim organlarındaki kadın varlığının artırılması ile farklı fikir, bakış açısı ve tarzların bir araya gelmesi şirketlerde performans artışına ve geniş bir yetenek havuzuna ulaşmayı sağlamaktadır. Dahası, başlamış olan Dijital Sanayi Çağı , ağırlıklı olarak kadınların sahip oldukları empati kurma, duygusal zekâ, başkalarıyla iş birliği yapma, müzakereye ve hizmet anlayışına açık olma gibi özelliklere ihtiyaç duymaktadır.
Kadın üst düzey yönetici ve kadın çalışan sayısının artırılması için; eğitim, istihdam ve girişimcilik arasındaki bağlantının güçlendirilmesi, iş ve özel hayat dengesinin desteklenmesi, yönetici pozisyonlardaki kadınların sayısının artırılması, kadınların finans kaynaklarına erişiminin sağlanması, kadınlara ait işletmelerin desteklenmesi, yeterli sosyal koruma imkânları sağlanması ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunulmasının gerekliliğine inanıyorum.
